Sağlık Bilimleri Fakültesi

BİTKİLERLE SU TEMİZLİĞİ ÇEVRE VE İNSAN SAĞLIĞINA YÖNELİK YENİLİKÇİ BİR ADIM

Fakültemiz Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Doğan’ın yürütücülüğünü üstlendiği çevre ve halk sağlığı odaklı proje, hem bilimsel özgünlük hem de toplumsal fayda kriterlerini karşılayarak TÜBİTAK 1002–Hızlı Destek Programı kapsamında fon almaya hak kazandı.

“İn vitro Üretilen Riccia fluitans L.'ın Cıva ve Kadmiyum Fitoremediasyonu Üzerine LED Işıklarının Etkisinin İncelenmesi: Ağır Metal Kirliliği Kontrolü için Sürdürülebilir ve Yenilikçi bir Yaklaşım” konulu proje, günümüzde giderek artan civa ve kadmiyum gibi tehlikeli maddelere karşı doğadan ilham alan sürdürülebilir bir çözüm sunmayı amaçlıyor. İçme suyu ve besin yoluyla insan vücuduna ulaşabilen zehirli maddeleri hedef alan çalışma, sucul bir bitki olan Riccia fluitans’ın, bu zararlı maddeleri suyun içerisinden etkili bir şekilde uzaklaştırma potansiyelini araştırıyor.

Bilimsel Yaklaşım, Toplumsal Katkı

Proje, su kaynaklarında sıkça rastlanan cıva ve kadmiyum gibi tehlikeli maddelerin doğal yollarla temizlenmesine odaklanıyor. Halk arasında pek bilinmese de bu maddeler, insan ve hayvan sağlığı açısından son derece riskli. Vücuda alındıklarında sinir sistemi, böbrekler, bağışıklık sistemi ve hatta hücrelerin genetik yapısına kadar zarar veriyor. Üstelik yalnızca insanları değil; sucul yaşam başta olmak üzere pek çok hayvan türünü de tehdit ederek ekosistem sağlığını ciddi biçimde riske atıyor. Bilimsel araştırmalar, bu maddelere uzun süre ve yüksek düzeyde maruz kalmanın, vücutta birikerek kalıcı hasarlara yol açtığını ortaya koyuyor. Yeterince arıtılmamış sular veya denetimsiz tarım ürünleri aracılığıyla bu zararlı maddeler, fark edilmeden vücutta birikerek ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Özellikle kanser, nörolojik hastalıklar, bağışıklık sistemi sorunları ve organ yetmezlikleri gibi ağır tabloların gelişme riskini önemli ölçüde artırıyor. Bu nedenle çevrenin bu maddelerden arındırılması, sadece doğanın korunması değil, insan yaşamının sürdürülebilirliği açısından da hayati önem taşır. Bu proje, tam da bu noktada devreye girerek biyoteknolojik yöntemlerle hem doğayı hem sağlığı korumayı amaçlıyor.

“Çevreyi ve toplum sağlığını korumayı hedefliyoruz”

Proje yürütücüsü Doç. Dr. Muhammet Doğan konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Cıva ve kadmiyum gibi zararlı maddeler yalnızca çevresel dengeyi değil, aynı zamanda besin zinciri yoluyla insan sağlığını da tehdit ediyor. Balıklardan sebzelere kadar birçok gıdaya ulaşabilen bu zehirli maddeler; bağışıklık, sinir sistemi ve diğer hayati yapılar üzerinde ciddi hasarlara yol açabiliyor. Bu projede, laboratuvar ortamında doku kültürü teknikleri kullanarak Riccia fluitans adlı sucul bitkiyi üretiyoruz. Amacımız, cıva ve kadmiyum gibi zararlı maddelerin doğal yollarla sudan uzaklaştırılmasını sağlamak. Ayrıca, farklı LED ışık spektrumlarının bu biyolojik arıtma süreci üzerindeki etkilerini de bilimsel olarak değerlendiriyoruz. Çünkü ışık, bitkilerin metabolik aktivitelerini ve bu zararlı maddeleri biriktirme kapasitelerini doğrudan etkileyebiliyor. Bu kapsamda, farklı renklerdeki LED ışıkların bitkinin arıtma performansı üzerindeki etkileri karşılaştırmalı olarak inceleniyor.

Temiz ve güvenli su, hem doğanın dengesi hem de insan sağlığı açısından hayati önem taşıyor. Su kaynaklarının kirlenmesi yalnızca ekosistemleri değil, aynı zamanda besin zinciri yoluyla insan sağlığını da tehdit ediyor. Temiz suya erişimin her geçen gün daha da zorlaştığı günümüzde, bu projeyle doğadan ilham alan, çevre dostu ve sürdürülebilir bir çözüm geliştirmeyi; böylece hem çevreyi hem de toplum sağlığını korumaya katkı sunmayı hedefliyoruz.”

Riccia fluitans: Küçük Bir Bitkiden Büyük Bir Temizlik

Proje kapsamında, minik bir su bitkisi olan Riccia fluitans, laboratuvar ortamında özel tekniklerle çoğaltılarak kullanıldığını belirten Doç. Dr. Doğan,  “Proje ile farklı renklerdeki LED ışıkların bu temizleme sürecini ne yönde etkilediği de detaylı şekilde inceleniyor. Amaç, bu bitkinin hangi koşullarda en verimli şekilde çalıştığını ortaya koymak. Bu yönüyle çalışma, sadece bitki biyoteknolojisi açısından değil, çevre sağlığı ve gıda güvenliği açısından da öne çıkan bir etki potansiyeline sahip.” dedi.

Doğaya Güvenen Yeni Nesil Arıtma Yöntemi: Kimyasal Değil, Bitkisel Çözüm

Doç. Dr. Doğan, “Cıva ve kadmiyum gibi maddelerin temizlenmesinde genellikle kimyasal arıtma yöntemleri kullanılıyor. Ancak bu yöntemler hem çok pahalı hem de çevreye zarar verebiliyor. Bu proje ise çevre dostu, uygun maliyetli ve sürdürülebilir bir alternatif sunarak hem doğayı hem insan sağlığını korumayı hedefliyor.” ifadelerini kullandı.

“Su Hayattır, Temiz Su Daha Uzun Bir Hayat”

“Bu yenilikçi proje, yalnızca su kaynaklarının temizlenmesini değil; soframıza ulaşan besinlerin güvenliğini, toplum sağlığını ve çevresel sürdürülebilirliği bir bütün olarak ele alıyor.” diyen Doç. Dr. Doğan, sözlerini şöyle noktaladı: “Doğadan ilham alan bu biyoteknolojik yaklaşım, geleceğin sağlıklı toplumları için bilimsel bir umut sunuyor. Çünkü biliyoruz ki: “Su Hayattır, Temiz Su Daha Uzun Bir Hayat” demektir.”

 

Okunma Sayısı: 6